Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Forum İstatistik
Forum Saphira'ya Hoşgeldin; Misafir
Senin Toplam 0 Mesajın Var.
Tarihinden Beri Bizimlesin
Son Ziyaretiniz:
Son Üyemiz : https://forumsaphira.yetkin-forum.com/u157

5835 Gündür yayındayız
2162 Konumuz var
9233 Mesaj gönderildi
Senden İyi Olmasın 155 Kullanıcımız Var
Saat Kaç?
En son konular
» kısacaa ßhenn :)
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeCuma Ara. 31, 2010 4:52 pm tarafından ilkerarslan

» Yine Yeniden Saphira' 10
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 1:26 pm tarafından AdminCem

» herkese selamlar .)
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 12:50 am tarafından AdminCem

» evet ben yeniyim (:
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 12:50 am tarafından AdminCem

» - ******ün Hayatı Anıları ****** resimleri yazıları -
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Eyl. 29, 2010 4:02 pm tarafından rtnrtn

» EmRe ayDıN fotoLaRı 2...
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 7:05 pm tarafından matraq.xD

» kaLan sağLaR seNin oLsuN..(RESİMLİ)
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 7:03 pm tarafından matraq.xD

» Bu keZ anLadım ( resımLı)
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 7:03 pm tarafından matraq.xD

» içecek şişelernden sanat..
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:58 pm tarafından matraq.xD

» yumuRta kabukLaRına bakıNn süpeRr bnce ;)
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:57 pm tarafından matraq.xD

En iyi yollayıcılar
muzur_kedi
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
AdminCem
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
*ßOnNy--girL*
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
ßüshRa
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
ßaTeRiST DeN!Ss
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
saphira_smge
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
Angelic Girl
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
PeSiMiST_SaGoPa_KaJMeR
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
baqtery
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
JeLibon
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcapTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Voting_barTÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap 
Program İndir
Spor Haberleri
Anket
Yeni Tema Ve Arkaplanımız Nasıl???
Süper Ötesi
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcap67%TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap
 67% [ 2 ]
Öğğ İğrenç
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcap0%TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap
 0% [ 0 ]
Ne İyi Ne Kötü Fifty Fifty
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_lcap33%TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Vote_rcap
 33% [ 1 ]
Toplam Oylar : 3
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Adminle İletişim
Destekleyenler
free forum
Sitemizi Destekle
https://forumsaphira.yetkin-forum.com/tell_friend.forum?f
Facebook Ekle
Cem Agirgez

Kartınızı Oluşturun
Istatistikler
Toplam 155 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: ilkerarslan

Kullanıcılarımız toplam 9233 mesaj attılar bunda 2162 konu

 

 TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AdminCem
Site Kurucusu
Site Kurucusu
AdminCem


Erkek Mesaj Sayısı : 1554
Ruh Halim : TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Manyak10
Kayıt tarihi : 29/05/08


Başarı:
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Left_bar_bleue1000/1000TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
Rep Puanı:
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Left_bar_bleue944/1500TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Empty_bar_bleue  (944/1500)

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Empty
MesajKonu: TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2   TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2 Icon_minitimePaz Haz. 01, 2008 1:32 pm

Dinî Eserler

İslâm öncesi Türk edebiyatı yazılı eserleri arasında, Uygur alfabesiyle yazılmış olan çeviri dinî eserler de sayılabilir. Bunlar Mani ve Buda dinlerine ait eserlerdir.
II. İSLÂMÎ DEVİR TÜRK EDEBİYATI (11-19. yy.)

8. yy.dan itibaren yerleşik hayata geçen, Müslümanlıkla tanışan Türkler, 10. yy.ın ilk yarısında (920) Karahanlı Devleti hükümdarı Satuk Buğra Han’ın Müslümanlığı kabul etmesiyle başlayan süreçte Müslümanlıkla Türklüğü birleştirip bir sentez ortaya çıkarmışlar, hayat tarzlarını buna göre belirlemişler, bu sayede birlik sağlamışlar ve İslâm dininin, Farsların ve Arapların etkisiyle yeni bir edebiyat oluşturmaya başlamışlardır.

Bu edebiyatta sözlü eserlerin yanı sıra yazılı eserler de çoğalmıştır.

İlmî eserler ve Kur’an-ı Kerim aracılığı ile Arapçadan; Edebî eserler aracılığıyla da Farsçadan etkilenilmiştir.

Yine bu yolla o zamana kadar dış etkilerden uzak olan Türk dili Arapça ve Farsçanın etkisine girmeye başlamıştır.

İslâm kültürü, ortak İslâm edebiyatının şekil ve tekniği, zevki, hayat görüşü, temaları, motifleri, Türklerden önce Müslüman olarak bir İslâmî edebiyat geliştiren İranlıların aracılığı ile Türk Edebiyatına girmiştir.

İslâmî edebiyat şiirinde ortak teknik malzeme (şekiller, temalar, motifler) ile ortak bir dünya görüşü ve estetik kavramı benimsenmiştir.

XIV. asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından Türkçenin şaheserleri arasında yerini daima muhafaza eden çok değerli bir eserdir.

İslâmiyet’ten sonra da destansı edebiyat devam etmiştir

İslâmiyet’in Kabulünden Sonraki Türk Destanları

Karahanlı Dönemi:
Satuk Buğra Han Destanı

Kazak-Kırgız Kültür Dâiresi:
Manas

Türk-Moğol Kültür Dâiresi:
Cengiz-name

Tatar-Kırım:
Timur ve Edige Destanları

Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı Dönemleri:
Seyid Battal Gazi Destanı (Battal Gazi’nin İslamiyet’i yayış mücadelesini ve yiğitliklerini anlatır), Danişmend Gazi Destanı (Danişmendname), Köroğlu Destanı

A. İlk Eserler
1. Kutadgu Bilig

Dönemin ilk edebî eseridir.

İlk siyasetname.

1070 yılında Balasagunlu Yusuf tarafından Karahanlılar devrinde yazılmış ve Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur. (Eseri beğenen hükümdar bunun üzerine Yusuf’a Has Haciplik unvanı vermiştir.)

Eserin adı “Mutluluk Veren Bilgi” anlamındadır.

Mesnevi nazım şekliyle ve Şehname vezin kalıbıyla yazılmıştır.

6600 beyittir. Ayrıca 173 tane de dörtlük vardır.

Beyit nazım birimiyle yazılmıştır; ancak dörtlük nazım birimi de kullanılmıştır.

Aruz ölçüsüyle yazılmış ilk eserimiz kabul edilir.

Didaktik (öğretici) bir nitelik taşır. Bir ahlâk ve öğüt kitabıdır.

Hükümdara siyası öğütlerde bulunur.

Eserde allegorik[1] (sembolik) bir anlatım vardır. Hükümdar Kün Toğdı: Adaleti, Vezir Ay Toldı: İyi yönetimi, Vezirin Oğlu Ögdilmiş: Aklı, Vezirin Kardeşi Odgurmış: Öbür dünyayı temsil eder.

Eser Hakaniye (Çağatay) Türkçesiyle kaleme alınmıştır.

Dili oldukça sadedir.

2. Divanü Lûgati't-türk

“Türk Dilleri Sözlüğü” anlamına gelir.

Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 tarihleri arasında yazılmıştır.

Eser bir sözlük olarak hazırlanmasına rağmen, Türk sosyolojisi, psikolojisi, edebiyatı, gelenek ve görenekleriyle ilgili bilgi veren önemli bir eserdir.

Türkçenin önemini anlatmak ve Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmıştır.

Mensur (düzyazı) bir eserdir.

Türkçenin ilk sözlüğü kabul edilir. Kelimeleri göçebe boylar arasında gezerek bizzat kendisi derlemiştir. (Diğer önemli sözlükler: Ali Şir Nevai, Muhakemetü’l-Lugeteyn, Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki)

İslamiyet öncesi edebiyatın sagu, koşuk ve sav örneklerini içerir.

Eserde 7500 kelime ve Arapça karşılıklarıyla bunların kullanıldığı örnek cümle veya şiirler, dilbilgisi kuralları ve bir harita (o devirdeki Türk boylarının yerleşim alanını gösteren) bulunmaktadır.

Etnografik bir eser olarak kabul edilir.

Zamanında konuşulan ve yazılan Türk lehçelerindeki 7500 Türkçe kelimeye Arapça karşılıklar veren ve harf sırasına göre düzenlenmiş bir sözlük durumundadır.

Ayrıca manzum-mensur parçalar (sav, sagu, koşuk), örnekler ve bazı olaylarla donatılmış bir ansiklopedidir.

Zamanın Türk tarih ve efsanelerine, coğrafya, halk edebiyatı ve folkloruna dair geniş bilgiler vererek Türkoloji'nin temellerini atmıştır.

3. Atabetü'l-hakayık

“Hakikatlerin eşiği” anlamına gelir.

12. yy’da Edip Ahmet Yügnekî tarafından yazılmıştır.

Didaktik bir eserdir, ahlak ve öğüt kitabıdır.

Cömertlik, ilim, doğruluk gibi konuları işler.

Aruz ve hece ölçüsü birlikte kullanılmıştır.

Nazım biçimi mesnevidir.

Hakaniye (Çağatay) Türkçesiyle yazılmıştır.

4. Divan-ı Hikmet

Mutasavvıf Hoca Ahmet Yesevi tarafından 12. yy.da yazılmıştır.

İlâhî aşkın, ibadetin, cennetin vb. konu edildiği didaktik bir eserdir.

7’li ve 12’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

Dörtlükler halinde yazılmıştır. Dörtlüklerin adı eserde “hikmet”tir.

Tasavvufi bir eserdir.

Dili oldukça sadedir.

5. Kitab-ı Dede Korkut

Destandan halk hikâyesine geçiş dönemi ürünüdür.

12 hikâyeden oluşur.

Eserde bir yandan Türklerin İslâm öncesi hayatları anlatılırken diğer yandan İslâm’a ait unsurlara da yer verilir.

Dede Korkut, hikâyelerin içinde adı geçen, yaşlı, bilge, meçhul bir halk ozanıdır.

Eser 15. yy.da yazıya geçirilmiştir.

Nazımla nesir iç içedir.

Kahramanlık, yiğitlik, boylar arası savaşlar, aşk, aile birliği eserde işlenen konular arasındadır.

Özellikle Deli Dumrul hikâyesinde olduğu gibi Türk aile yapısı, aile bağları, ailenin kutsallığı önemli yer tutan bir konudur.

B. Türk Halk Edebiyatı

Türk Edebiyatı, İslâmiyet’in kabulünden ve tarihindeki siyasî gelişmelerden dolayı Anadolu beylikleri, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde iki farklı tarzda gelişme göstermiştir:

1. Saray, konak, medrese ve bunlara yakın çevrelerde tahsilli kişilerin yarattığı ve Arap ve Fars geleneğine dayanan Klâsik Türk Edebiyatı veya Divan Edebiyatı.

2. Eğitimleri daha çok sözlü kültür birikimine dayanan, daha çok kırsal kesime ve yeniçeri ocaklarına has olan kişilerin, din ve tasavvuf çevrelerinden olan kişilerin ve halkın kendisinin oluşturduğu ve Orta Asya geleneğine dayalı Türk Halk Edebiyatı.

Bugün de bir ölçüde yaşamakta olan Türk Halk Edebiyatı geleneği, Türklerin Orta Asya edebiyat geleneklerinin İslâmiyet ve yeni yaşayış şart ve şekilleri içinde tekabül etmiş millî edebiyatlarıdır.

Türk Halk Edebiyatı, dış yapıda ve bir ölçüde icra töresinde müştereklik gösteren muhteva ve fonksiyonları ile farklı olan Anonim (din dışı), Aşık tarzı (din dışı) ve Tekke (dinî) edebiyatından oluşur.

Türk Edebiyatı içinde yer alan ve aynı zamanda folklorun da bir alt disiplini olarak değerlendirilen Halk Edebiyatı; edebî zevk, düşünce ve anlatım gücüne ulaşmış âşık ve tekke tarzı sahibi belli eserlerle, malzemesi dile dayalı destan, efsane, halk şiiri, mani, ağıt, türkü, bilmece, masal, halk hikâyesi, fıkra, atasözü, deyimler, tekerlemeler gibi sözlü gelenekte yaşayıp kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünlerden oluşur.

Halk Edebiyatı kavramı içinde toplanan bu türlerin bir bölümü günümüzde de bazı bölgelerde dinamik olarak yaşamaktadır.

Çok zengin ve çeşitlilik gösteren sözlü edebiyattaki anlatım türleri ve manzum eserler özellikle kırsal kesimde yaşayan halkın kültür birikimini sağlamakta, duygu, düşünce ve hayal hazinelerini zenginleştirmektedir.

Doğu Anadolu bölgesinde canlı olarak devam eden Âşıklar geleneği, kahvelerde, düğünlerde, bayramlarda, sohbetleri zenginleştirirken, aynı zamanda dinleyenleri düşündürmekte ve eğlendirmektedir.

Nasrettin Hoca, Bektaşî, Laz ve benzeri tipler etrafında teşekkül etmiş ve etmekte olan fıkralar güldürürken düşündürmekte toplumu ve kişileri eleştirirken anlatanı ve dinleyenleri daha iyiye, daha güzele yöneltmektedir.

Bilmeceler yetişen genç nesillerin zihin gelişimine yardımcı olmaktadır.

Atasözleri ve deyimler eski nesillerin tecrübelerini ve tavsiyelerini yeni nesillere aktarmaktadırlar.

Millet hayatındaki, savaşlar, göçler, destanlarda anlatılmış, ölenlerin ardından yakılan ağıtlar ve her konuyu işleyen türküler kederi, neşeyi ve sevgiyi yansıtmaktadır.

Dini ve kutsî yaşayıştaki heyecan ve vecd ilâhîlerle anlatılmış, âşıklar Türk dilinin anlatım gücünü, inceliğini musiki ile dile getirerek yüzyıllarca yaşatmışlardır.

Türk halk edebiyatının başlıca özellikleri

Türk halk edebiyatı 12. yy.dan başlayarak Anadolu’da dinî ve din dışı olmak üzere iki koldan gelişmeye başlamıştır.

Halk edebiyatında daha çok şiir türünde ürünler verilmiştir.

17. yy.da halk hikâyesi ve halk tiyatrosu türlerinde de ürünler verilmiştir.

Şiirde
Nazım birimi dörtlüktür.

Ölçü, millî ölçümüz olan hece ölçüsüdür. Hecenin en çok 7’li, 8’li ve 11’li kalıpları kullanılmıştır. Fakat şehirde yaşamış, medrese eğitimi almış bazı ozanlar aruzu da kullanmışlardır.

Genellikle yarım kafiye kullanılır. Daha çok redifle ahenk sağlanır. Kafiyenin yanı sıra “ayak” da söz konusudur.

Şiirler (önceleri kopuz, şimdilerde) bağlama eşliğinde okunur.

Dil halkın kullandığı Türkçedir.

Konu, şekil ve dil bakımından dış tesirlerden uzaktır.
Nazım şekil ve türleri arasında türkü, koşma, mani, ninni, semai, varsağı, destan, ilâhî, nefes sayılabilir.

Şiirlerin konuya göre özel başlıkları olmaz. Türe ve şekle göre genel adları vardır: koşma, destan vb.

Konular, halkın sürekli iç içe olduğu, aşk, tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik, din, şikâyet gibi konulardır. Daha çok somut konular işlenir.

Halk edebiyatının da kendine özgü mazmunları, mecazları vardır. Sevgilinin kaşı, gözü, yanağı, boyu her şiirde aynıdır.

Nesirde
Nesir halk edebiyatında nazma göre çok çok önemsiz kalmıştır. Çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha kolay sağlanmaktadır.

Nesir örnekleri arasında halk masalları, halk hikâyeleri, efsaneler, ata sözleri, deyimler, halk tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir.

Bunlardan en yaygınları -tür olarak- masallar, hikâyeler ve efsanelerdir.

Ata sözü, bilmece ve deyimler zaten -halkın ürünü olmakla beraber- her alanda herkes tarafından kullanılmaktadır.

Anonim Halk Edebiyatı

Hece ölçüsünü esas alan ürünlerle, atasözü, destan, masal, hikâye, efsane, fıkra, ninni, türkü, bilmece, mani, ağıt gibi söyleyenini genellikle belirleyemediğimiz sözlü ürünler "anonim halk edebiyatı" adı altında toplanmaktadır.

Tamamen sözlü bir edebiyattır. Ürünler sözlü yolla oluşur; yine ağızdan ağıza aktarılarak yayılır.

Âşık Tarzı Türk Edebiyatı

Şiirini, aşk, doğa, kahramanlık gibi konularda, sazıyla birlikte söyleyen şairlere İslâm’dan önce “ozan”, “baksı”, “kam” denilirken, İslâm’ın kabulünden sonra “âşık” ya da “saz şairi” denmiştir. Âşık, bir yönüyle eski destan (epope) geleneği sürdüren, ama başka bir yönüyle, adının da belirttiği gibi “sevda şiirleri” (lirik türden şiirler) söylemekle görevlenmiş bir sanatçıdır.

Bu âşıkların oluşturduğu edebiyata da “âşık tarzı Türk edebiyatı” denir.

Âşık tarzı Türk edebiyatı (şiiri), Anadolu’da XVI. yy.dan sonra -daha önce de var olmasına rağmen- anonim halk şiirinin etkisinde gelişen ve saz şairlerinin meydana getirdiği bir edebiyattır.

Önceleri anonim halk şiirinin etkisinde ve dili sade iken zamanla klâsik şiirin etkisine girmeye başlamış ve dili de buna paralel olarak kısmen sadeliğini kaybetmiştir.

Âşık edebiyatı şiirden ibarettir. Bu şiir din dışı bir şiirdir; âşık da denilen şairlerin kopuz, bağlama, cura, tambura eşliğinde söyledikleri sözlü-besteli edebiyat türüdür.

Gelişme alanları arasında kahvehaneler, asker ocakları, kervansaraylar, bozahaneler, tekkeler, konaklar vardır.

Halk âşığı sözünün yerine "halk ozanı" ifadesi de kullanılır. Halk âşıkları hemen her konuda sayısız eserler bırakmışlardır. Bu ürünlerin önemli bir bölümü okuma yazma bilmeyen âşıklarca irticalen söylendiği için unutulmuş bir bölümü de cönklerle, yazılı olarak korunmuştur.

Âşık, Türk Halk Edebiyatında XVI. yy’ın başından itibaren görülen şair tipidir.

Âşığın şairlik gücünü rüyasında pirin sunduğu “aşk badesini” içmekle ve “sevgilisinin hayalini” görmekle kazandığına inanılır. Rüyada genellikle âşık adayının karşısına bir sevgili veya saz çıkmaktadır. Rüyaların süsü ak sakallı bir derviş ve bazen bir bazen üç dolu bardaktır. Bardağın rüyada tas hâlinde görülmesine de sık sık rastlanır. Ozanlara rüyada sunulan tasların içindeki mayilere “aşk dolusu” denir. Fars Edebiyatı’nın etkisiyle bâde adını da almaktadır. Bunlar; erlik, pirlik ve aşk badesi diye adlandırılırlar.

Âşıklar, saz şairliğini usta âşıkların yanında öğrenir, sonra onlardan mahlâs alarak diyar diyar gezmeye, ellerinde saz şiirler söylemeye başlarlar.

Âşıklarımız genellikle bir usta âşığın yanında yetişirler. Ondan hem usta deyişlerini hem de sanatın icrasına ilişkin yol ve yöntemleri öğrenirler. Âşık meclislerinde, kahvelerde bu ustaların sanatlarını icra ediş biçimlerini yeterince kavradıktan sonra, ustalaşan ozanlarda kendilerine çırak alırlar ve gelenek bu şekilde devam eder.

Âşık, bilgi, duygu ve becerisini yaptığı atışmalarda gösterir. Atışmalardaki amaç; yarışmak ve kazanmaktır. Atışmalarda en az iki âşık karşı karşıya gelir. Mecliste bulunan saygın bir kişinin ya da usta bir ozanın ayak söylemesiyle atışma başlar. Ayağa uygun dörtlük söyleyemeyen âşığın yenilgisiyle atışma sona erer.

Âşık Edebiyatının başlıca unsurlarından birisini hikâye anlatma oluşturur. Saz şairleri içerisinde geleneğe bağlı olanların çoğu âşık meclislerinde hikâye anlatırlar. Bir kısım usta saz şairleri ise, bir yandan usta malı halk hikâyeleri anlatırken bir yandan da kendi düzdükleri hikâyeleri anlatırlar. Çıldırlı Âşık Şenlik, Ercişli Emrah, Sabit Müdami geleneğe bu yanıyla katkıda bulunmuş saz şairleridir.

Tunguzların, “şaman”; Moğolların ve Boryatların “bo” veya “bugue”; Yakutların “oyun” (ouioun); Altay Türklerinin “kam”; Samoyetlerin “tadibei”; Finovaların “tietoejoe” (bakıcı); Kırgızların “baksı/bakşı”, Oğuzların “ozan” dedikleri ve halk arasında büyük bir yer ve ehemmiyetleri olan bu temsilciler, toplumun yaşam biçimlerini düşünce ve duygularını, olaylara bakış açılarını şiirleriyle dile getirmişlerdir.

Aşıklık geleneği Anadolu coğrafyasında bugün de canlı olarak yaşatılmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumsaphira.yetkin-forum.com
 
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Eğitim Genel :: Ödev Arsivi :: Edebiyat-
Buraya geçin:  
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar