Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Forum İstatistik
Forum Saphira'ya Hoşgeldin; Misafir
Senin Toplam 0 Mesajın Var.
Tarihinden Beri Bizimlesin
Son Ziyaretiniz:
Son Üyemiz : https://forumsaphira.yetkin-forum.com/u157

5835 Gündür yayındayız
2162 Konumuz var
9233 Mesaj gönderildi
Senden İyi Olmasın 155 Kullanıcımız Var
Saat Kaç?
En son konular
» kısacaa ßhenn :)
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeCuma Ara. 31, 2010 4:52 pm tarafından ilkerarslan

» Yine Yeniden Saphira' 10
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 1:26 pm tarafından AdminCem

» herkese selamlar .)
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 12:50 am tarafından AdminCem

» evet ben yeniyim (:
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 12:50 am tarafından AdminCem

» - ******ün Hayatı Anıları ****** resimleri yazıları -
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Eyl. 29, 2010 4:02 pm tarafından rtnrtn

» EmRe ayDıN fotoLaRı 2...
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 7:05 pm tarafından matraq.xD

» kaLan sağLaR seNin oLsuN..(RESİMLİ)
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 7:03 pm tarafından matraq.xD

» Bu keZ anLadım ( resımLı)
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 7:03 pm tarafından matraq.xD

» içecek şişelernden sanat..
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:58 pm tarafından matraq.xD

» yumuRta kabukLaRına bakıNn süpeRr bnce ;)
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:57 pm tarafından matraq.xD

En iyi yollayıcılar
muzur_kedi
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
AdminCem
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
*ßOnNy--girL*
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
ßüshRa
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
ßaTeRiST DeN!Ss
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
saphira_smge
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
Angelic Girl
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
PeSiMiST_SaGoPa_KaJMeR
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
baqtery
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
JeLibon
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcapDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Voting_barDESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap 
Program İndir
Spor Haberleri
Anket
Yeni Tema Ve Arkaplanımız Nasıl???
Süper Ötesi
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcap67%DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap
 67% [ 2 ]
Öğğ İğrenç
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcap0%DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap
 0% [ 0 ]
Ne İyi Ne Kötü Fifty Fifty
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_lcap33%DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Vote_rcap
 33% [ 1 ]
Toplam Oylar : 3
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Adminle İletişim
Destekleyenler
free forum
Sitemizi Destekle
https://forumsaphira.yetkin-forum.com/tell_friend.forum?f
Facebook Ekle
Cem Agirgez

Kartınızı Oluşturun
Istatistikler
Toplam 155 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: ilkerarslan

Kullanıcılarımız toplam 9233 mesaj attılar bunda 2162 konu

 

 DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AdminCem
Site Kurucusu
Site Kurucusu
AdminCem


Erkek Mesaj Sayısı : 1554
Ruh Halim : DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Manyak10
Kayıt tarihi : 29/05/08


Başarı:
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Left_bar_bleue1000/1000DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Empty_bar_bleue  (1000/1000)
Rep Puanı:
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Left_bar_bleue944/1500DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Empty_bar_bleue  (944/1500)

DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Empty
MesajKonu: DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ   DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ Icon_minitimePaz Haz. 01, 2008 1:16 pm

DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ

1596, 31 Mart, Touraine, La Haye’de doğdu; aristokrat bir ailenin dördüncü çocuğuydu. 1606 Jesuitler’in 1604’te La Flëche’de açtıkları Kraliyet Kolejine gönderildi ve 1614’e dek orada eğitim gördü. 1614-16 Paris’te geçirdi ve zamanının çoğunu okul arkadaşı Mersenne ile birlikte matematik çalışmaya ayırdı. Ayrıca matematikçi Mydorge ile tanıştı. 1616 Kolej eğitimini bitirdikten sonra Poitiers Üniversitesine girerek tüze ‘derecesi’ aldı. Ama hiçbir zaman avukatlık yapmadı. O sıralarda toplumsal konumu olan bir insan genellikle ya kiliseye ya da orduya katılırdı. Descartes ikincisini seçti. 1617-29 Gezilerle geçirdiği ‘‘dünyanın kitabı’’ndan öğrenme dönemi; ilkin Hollanda’ya gitti 1618 Hollanda’yı İspanyollardan kurtarmaya çalışan Protestan Orange Prensinin ordusuna katılarak Hollanda’nın Birleşik İller (Nassau) Prensi Maurice’in hizmetine girdi —ardından Orange Prensinin ordusundan ayrılarak Danimarka, Danzig, Polonya ve Almanya’yı dolaştı —sonra otuz yıl savaşlarında Bavyera’nın Katolik Dükünün ordusuna katıldı (ordu yaşamı döneminde Descartes’ın herhangi bir çarpışmaya girmediği düşünülür; kendisi askeri yaşamı ‘‘büyük bir tembellik ve derbederlik’’ olarak görür) —aynı yıl 10 Kasımda Hollanda’da bir kolej müdürü olan doktor ve matematikçi Isaac Beeckman ile tanıştı (Beeckman’ın Descartes’ın matematik ve felsefeye yönelmesinde etkisi çok büyüktür) 1619 10 Kasım, güney Alman kenti Ulm yakınlarında sıcak bir odada kalırken daha sonra yaşamında dönüm noktası sayacağı düşünü gördü (bu ünlü düş yorgunluk, hazımsızlık, ateş gibi nedenlere bağlıdır ve onun için salt simgesel önemi vardır) 1621 Macar İmparatorluk ordusuna katıldı 1622 Fransa’da kaldı (Britanny ve Paris) 1623 Poitou’da annesinden ona kalan mülkü sattı (27,000 livre) ve geçimini güvence altına alacak düzenlemeler yaptı 1623-25 İtalya gezisi 1625 Paris’te Mersenne (kolejden arkadaşı) ile yeniden buluştu 1628 Kardinal Bérulle ile karşılaştı ve ondan yeteneklerini kullanması konusunda olanaklı en büyük moral desteği aldı (1629 ve 1630’da sırasıyla Franeker’de ve Leyden’de olgunluk (matrikülasyon) sınavlarını almasına karşın bir aristokrat için gereksiz gördüğü herhangi bir dereceyi almakla ilgilenmedi) 1628-49 Kendini yalıtmak için Fransa’yı terkederek Hollanda’ya yerleşti ve yoğun bir düşünme ve araştırma dönemine girdi. Kafa dinginliğine çok önem verdiği için, bu önlemi özellikle oradaki ilk kışı sırasında kağıda geçirilen Kurallar’ında sık sık yakındığı litterati ile, yarı-felsefeciler ile ilgili olarak almış olmalıdır. Başka bakımlardan kaygısı yoktu, ve bir tecim ülkesi olan Hollanda’da bir çöldeymiş gibi yaşadı. Orada Mersenne ile yazışmayı sürdürdü, Beeckman ile dostluğu ve ayrıca Mydorge, Hortensius, Huygens and Frans van Schooten (büyük) ile ilişkileri sürdü. 1629 Kurallar’ı yazıya geçirdi (1701’de basıldılar) 1633Le Mond’un taslağının tamamlandığı sırada Mersenne’den aldığı bir mektupta Galileo olayını öğrendi ve özgürlüğünü ve boş zamanını korumak için çalışmasını bastırmaktan vazgeçti 1635 Birlikte yaşadığı Hollandalı hizmetçisinden (Helen) bir kızı oldu 1637 Söylem Fransızca’da anonim olarak yayımlandı 1640 Çok sevdiği kızını beş yaşında yitirdi; acısının çok derin ve yıkıcı olmuş olduğu söylenir; Meditasyonlar yayımlandı (çalışma yedi yıl sonra Fransızca’ya çevrildi) 1642 Ateizm ile suçlandı; Utrecht yerel yetkeleri tarafından mahkum edildi 1643 Bir kez daha mahkum edildi; Prenses Elizabeth ile karşılaştı ve aralarında kurulan dostluk geometriden politik bilime, tıptan metafiziğe dek çeşitli konuları tartıştıkları mektuplarla sürdü (Prensesten parasal destek almadı; aslında Prensesin böyle bir olanağı da yoktu) 1644Felsefenin İlkeleri Amsterdam’da yayımlandı (Elizabeth’e adanmıştır) 1645 Utrecht üniversitesi ‘nötral sansür’ uyguladı (yandaş ya da karşıt tüm yorumlar yasaklandı) 1647 Aynı şey Leyden’de uygulandı; Felsefenin İlkeleri Fransızca’ya çevrildi; Paris’e gitti ve Pascal ile buluştu; İsveç kraliçesi Kristina Descartes’ın kitaplarını okumaya başladı. 1648 Bir kez daha Paris’e gitti ve Gassendi, Hobbes ve ölmek üzere olan Mersenne ile görüştü; bir yurtluk ve yıllık gelir teklifini (Montmor’dan) yine özerklik kaygısıyla kabul etmedi 1649Ruhun Tutkuları yayımlandı Kasım ayında İsveç kraliçesi Kristina’nın çağrısı üzerine ‘‘kışın insanların düşüncelerini donduran’’ Stokholme’e, ‘‘kayalar ve buzlar arasındaki ayıların ülkesi’’ne gitti 1650 1 Şubat zatürreye yakalandı ve on gün sonra, 54 yaşında, öldü. Son sözlerinin şunlar olduğu söylenir: ‘‘İşte böyle ruhum, ayrılma zamanı geldi’’; 1667’de mezarı Paris’e taşındı.

KARTEZYEN ŞÜPHE

Descartes, bir matematik dehasıydı ve bu alanda cebirin geometriye uygulanmasından oluşan yeni bir kod buldu. Bu kol, analitik geometri ya da koordinat geometrisi olarak çeşitli adlar altında bilinir. Descartes, aynı zamanda, diyagramı da buldu. Bir diyagram üzerinde yer alan herkesin bildiği o iki çizgi onun adını taşımaktadır. Bunlara Kartezyen koordinatlar denir; Kartezyen de, Descartes adından türetilmiş bir sıfattır. Matematiğin apaçık ve tümüyle güvenilir kesinlikleri Descartes’i heyecanlandırmaktaydı. Böylece, matematiğe kesinliğini veren şeyin, bilginin öteki alanlarına uygulanıp uygulanamayacağını düşünmeye başladı. Eğer bu mümkün olabilirse, hiçbir şeyin kesin olarak bilinemeyeceğini savunan Septikleri kolayca çürütebilecek bir şey olacaktı elimizde. Fakat, bundan da önemlisi, modern anlamıyla bilimin üzerinde inşa edilebileceği dünya hakkında kesin bilgi elde etmenin bir yöntemine kavuşabilecektik. Descartes, matematiğin, kesinliğini şu bir dizi nedene borçlu olduğunu sonucuna vardı. Matematik tanıtlamalar, son derece basit az sayıda öncülden başlamaktaydı; bu basitlik, (iki nokta arasındaki en kısa mesafe düz bir çizgidir önermesinde olduğu gibi) o denli temel ve apaçıktı ki onlardan şüphe etmek olanaksızdı. Daha sonra, her seferinde mantıksal bir adım atılarak bu tanıtlamalardan tümdengelimsel biçimde ilerlenirdi. Her adım, yanlışlanamaz, çok basit ve yine kesindi. Daha sonra, –ki bu matematiğin büyüsüne kapılmış herkesi kendinden geçiren bir şeydir – her biri basit ve apaçık olan öncüllerden yine her biri basit ve apaçık olan mantıksal adımlarla ilerlerken, ne basit ne de apaçık olan sonuçlara vardığınızı fark edersiniz: Önünüzde öngörülmemiş buluşlarla dolu bir dünya açılmaya başlar. Bu buluşların çoğu şaşırtıcıdır ve uygulamada büyük yararları vardır; ayrıca hepsinin doğruluğuna güvenilebilir. İnsana, keşfedilmeyi bekleyen bu dünyanın bir sonu yokmuş gibi gelir. Descartes’in yaptığı gibi, matematikçiler beklenmedik yeni yollar açmışlar hep. Şimdi, bu yöntemi matematiksel olmayan bilgilere tastamam uygulamak mümkün müdür, diye sorar Descartes. Matematiğin dışında doğruluğundan şüphe edilemez önermeler bulabilirsek, onları, tümdengelimsel kanıtlamalarda öncül olarak kullanabiliriz; bu durumda, onlardan mantıksal olarak çıkarsadığımız herşey doğru olmak zorundadır. Bu bize, bilgi yolunda buluşlarına yüzde yüz güvenebileceğimiz yöntemsel bir temel sağlayacaktır. Fakat, böyle öncüller var mıdır? Yoksa, matematik ve mantık dışında, kesin olarak bilebileceğimiz bir şey yok mudur? Bu tür kesin öncüller arayışında Descartes üç evreden geçti. İlkin, doğrudan ve dolaysız deneyi önüne koydu. Çıplak gözle kilise kulesine ya da bir bölümü suya batmış şu ağaca baktığımda, elbette duyularımın dolaysız tanıklığına güvenebilirim. Ama heyhat! Araştırma sırasında, doğrudan gözlemin bizi sık sık yanılttığı ortaya çıkmaktadır. Gündüz altın gibi parlayan, günbatımında kızıllaşan şu kilise kulesi, diğer zamanlarda gri görünmektedir. Suya girdiği noktada eğik görünen şu dalın, sudan çıkartıldığında düz olduğu görülüyor. Dolayısıyla, onlara ne kadar doğrudan baksam da, aklım ne kadar uyanık ve tetikte olsa da, gerçekte şeylerin bize göründüğü gibi olduklarından asla emin olamayız.

Felsefenin Öyküsü
Bryan Magee

DESCARTES’İN BİR MEKTUBUNDAN ALINTI

Prenses Elisabeth'e

Egmond, 6 ekim 1645 Madam,

Bazen şöyle bir şüpheye düştüğüm oluyor: elimizde bulunan nimetleri olduğundan daha büyük ve daha değerli hayal ederek, elimizde bulunmayan nimetleri de bilmeyerek veya gözden geçirmek için üzerinde durmayarak, memnun ve neşeli olmak mı yoksa her ikisinin de gerçek değerini tanımak için, fazla bilgili ve düşünceli olarak, kederli olmak mı daha iyidir? Üstün iyinin neşe olduğuna inansaydım ne pahasına olursa olsun, neşeli olmaya çalışmak gerektiğinden şüphe etmezdim ve can sıkıntısını şarapta boğan yahut tütünle uyuşturanların kabalığını doğrulardım. Fakat fazileti işlemekten yahut da (aynı şey olan) elde edilmesi irademize bağlı bulunan bütün nimetlere sahip olmaktan ibaret olan üstüm iyi ile, bu nimetleri elde etmeden sonra gelen memnunluğu birbirinden ayırıyorum. Bundan ötürü, zararımıza da olsa, hakikati bilmenin, bilmemekten daha büyük bir olgunluk olduğunu göz önüne alarak, az neşeli fakat çok bilgili olmanın daha iyi olduğunu kabul ediyorum: Böylece ruhumuzun en memnun olduğu an, en neşeli olduğumuz zaman değildir; tersine büyük neşeler genel olarak donuk ve ciddidir, kahkahalı neşelerse, ufak ve geçicidir: Bunun için boş, hayaller peşinde koşarak yanılmaya düşmeyi asla doğru bulmam; zira bundan gelen bütün zevk ancak ruhun dışına dokunabilir, halbuki içi, yalancılıklarını görerek, acı duyar. Ruhumuz durmaksızın başka şeylerle uğraşırken, bunun farkına varmayabilir, fakat o zaman da adı geçen saadete kavuşamaz, çünkü saadet hareketimize -bağlıdır, halbuki böyle bir hal ancak talihten gelebilir.. Fakat, bazıları bizi memnun olmaya götüren, bazıları da tersine, memnun olmaktan alıkoyan aynı derecede doğru, birçok düşüncelerle karşılaşmak imkanı olduğu yerde, bana öyle geliyor ki, tedbir daha çok memnunluk verenleri kabul etmemizi emrediyor; hatta dünyadaki şeylerin hemen hepsine iyi veya kötü görünen bir yandan bakmak mümkün olduğuna göre, herhangi bir şeyde maharetimizi göstermek gerekiyorsa; o da onlara, bilhassa en çok lehimizde görünen seviyeden bakmayı bilmektir, sanırım, elverir ki bunu aldanmadan yapalım. insanın kendinden çok başka insanlara iyilik etmesi daha yüksek ve daha şerefli bir şey olduğuna göre, buna en fazla meyledenler ve sahip oldukları nimetlerden en az bahsedenler, gene en yüksek ruhlardır. Ancak zayıf ve alçak ruhlardır ki kendilerine gerektiğinden fazla değer verir, ve üç damla su ile ağzına kadar dolan vazolara benzerler. Altesinizin bunlardan olmadığını biliyorum, bu alçak ruhları ancak, kendileri için bir menfaat göstererek, başkaları için zahmete teşvik etmek mümkün olduğu halde, Altesinizin menfaati için, kendilerine, ancak kendisini ihmal ettiği takdirde, sevdiklerine uzun zaman faydalı olamayacağını göstermek; ve sağlığıma bakmasını yalvarmak gerektir. Benim de yaptığım budur. Madam, Altesinizin, Pek saygılı ve pek itaatli Hizmetkârı Descartes.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumsaphira.yetkin-forum.com
 
DESCARTES’İN KRONOLOJİK YAŞAM ÖYKÜSÜ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Eğitim Genel :: Ödev Arsivi :: Felsefe Bölümü-
Buraya geçin:  
Bedava forum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar