Çakıl Taşları
Benim çakıl taşlarım var irili ufaklı
Kaybolduğumda yere yayıp yol yaptığım
Çakıl taşlarım var her yerden topladığım
Boşluğa düştüğümde oyunlar yaratıp oynadığım
Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
Hala benle aşktan konuşmaya
Söyle canım sevgilim
Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi?
Yorgun gibi bir halin var
Duyguların karışık olabilir mi?
Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak
Sanki bugün son günmüş gibi
Dolu dolu yaşamak istiyorum ben
Her ne çıkarsa yoluma
Selam verip yürümek istiyorum ben
Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak
Geçmişe Yolculuk
Bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
Çıkmaz bir sokağa benzetiyorum
Sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden
Gelip geçiyor
Bugün kendimi odalarından çoğu boş
Bazen dolan bir otel gibi hissediyorum
İçimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar
Geçip gidiyor
Ben böyle değildim ne zaman kayboldum
Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum
Bir ses duydum geçmiş zamandan
Bir ses duydum küçük bir kızdan
Bir bilet istiyorum
Sadece gidiş olsun
Çocukluğun saflığına
Gidip orda yaşamam gerek
Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek
Bugün kendimi parktaki bir bank gibi
Sessiz ve sabit hissediyorum
Geceleri üzerimde şehrin ışıkları
Yatıp uyuyor
Bugün kendimi tonlarca yük taşıyan
Gemilerin denizi gibi hissediyorum
Kaldırma kuvvetim var ama şehrin atıkları
İçime akıyor
Hoşçakal
Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde
Kendimden ayrı düştüm
Bu garip bir veda olacak
Çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de
Gittiğim her yerde benimlesin
Söylenecek söz yok
Gidiyorum ben
Hoşçakal, hoşçakal
Hoşçakal, hoşçakal
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp koşmak içimde var
Hoşçakal
Biraz su biraz yeşillik
Her yer benim evimdir
Taşırım dünyayı sırtımda
Her dil benim dilimdir
Ama söylenecek söz yok
Gidiyorum ben
Okyanus
Önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum
Kapıyı açmam gerek
İşte o an biri geliyor
Tutuyor kulağımdan
Gözü anahtar deliğinde
Bak diyor sadece burdan
Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
Bak diyorum koca dünyaya
Burdan derhal çıkmak gerek
Bari çekme bileğimden
Benim her şeyi görüp öğrenmem gerek
Bir ileri bir geri
Her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da
Senim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen
Bu küçücük manzara
Sana yetiyorsa yetsin
Benim o sularda yüzmem gerek
Yüzmem gerek
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem
Suyun derinliği aynıydı
Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu
Bütün yapraklar sararıp düşecekti
Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı
Bütün aşklar çok büyük olacaktı
Ama en büyük bizimkisi diyecektik
Her bir insan eşsiz olacaktı
Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik
Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
O yürekte hep yerin olacak
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum
Çok sonraları fark edecektik
İyilik temizlik bile göreceli olacaktı
O kadar hızlı kirlenecektik ki
Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı
Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden
Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek
Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına
Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek
Bir Kalp Kırıldığında
Bir oyun oynayalım mı
Herkes açsın kalbini
Oyun oynayalım mı
Bir oyun oynayalım mı
Herkes söylesin adını
Oyun oynayalım mı
Her kalp bir büyük dünya
Ve bir kalp kırıldığında
Hayata dair ne varsa
Üzerinde o dünyanın başlar yok olmaya
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Bir yerlerde yolculuk başlar
Mavi renkten siyahlığa
Her bir kalp kırıldığında
Bir oyun oynayalım mı
Çocuklar gibi beraber
Oyun oynayalım mı
Bir oyun oynayalım mı
Kırmayalım birbirimizi
Oyun oynayalım mı
Her kalp ayrı bir dünya
Ve bir parça kristal aynı zamanda
Bir de bilmeyerek değil ama bilerek kırılmışsa
Artık acı da duymaz başlar yokolmaya
Ben Bir Mülteciyim
Ben bir mülteciyim
Kendi yüreğimden başka
Sığınacak yerim yok yurdum yok
Ben bir mülteciyim
Yüreğime sığındım
Burda savaş çıksa bile ölen yok
Tüm hayallerin sonsuzluğa
Ve sona erebildiği yerdeyim
Tüm niyetlerin bedenleri varmışcasına
Görülebildiği bir yerdeyim
Ben bir mülteciyim
Yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil
Kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim
Burda aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu güçten daha büyük güç yok
Artık eminim her şey içimde filizlenip
İstersem büyüyor bakmazsam çürüyor
Aşil topuğum aşktı,
Başka yüreklerde mutlu olmadım, yaşayamadım
Oysa içimde ne ok var ne de atan
Ne yön ne arka ön
İster yaşa ister sön
Ben bir mülteciyim
Yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil
Kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim
Burda aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu güçten daha büyük güç yok
Ben bir mülteciyim
Kendi yüreğimden başka
Sığınacak yerim yok yurdum yok
Tüm kitapların arasında kurutulup saklanan
Anılarla dolu bir yerdeyim
Tüm sözcüklerin cümlelerden kurtulmuş gibi
İncitmeden özgür kalabildiği yerdeyim
Delgeç
Gel bir parçam ol kanımdan canımdan
Gel bir parça al ekmeğimden suyumdan
Ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur
Ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
Bu sert iklimli ıssız hayata
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
Biliyorum durma gel
Bir de sen vur
Bir de sen vur
Gel bir de sen vur
Bir de sen vur
Mayın Tarlası
Mayın tarlasında dolaşıp durmuşum aşk sanıp da
Herkez arkamdan bağırmış kimseyi duymamışım
Savaş filmlerinde olurya yaralı yaralı devam etmişim
Sonuna kadar aşk ya yanımdasın sanmışım
Mayın tarlasında yürüyüp durmuşum aşk sanıp da
Tel örgülerde durmamış bir delikten geçmişim
Herşey bana dur demiş kulağım darbe almış duymamışım
Sonuna kadar aşk ya sadece inanmışım
Korkmuşum düşmüşüm kalkmışım
Sevişmek sevmekten gelir inanmışım
Elimden tuttuğunda öyle bir güvenmişim ki
Bize birşey olmaz sanmışım
Hep sanmışım
Mayın tarlasında bir adam sevmişim aşk sanıp da
Soyunup korkusuzca çırılçıplak kalmışım
Aşk filmlerinde olur ya işte öyle sevmişim sonunda
Bedenim sağlam bulunmuş; yüreğim paramparça
Can kırıkları
bu kalabalığın içinde
yapayalnız hissetmektense
dünyanın bir ucunda
tek başımayım
kir göstermeyen renkleriniz
sizin olsun korkmaktansa
bulanıklığın tam içinde
bir başımayım
benim belki de
gizli bir bildiğim var
elbette ağlarım benim
can kırıklarım var
senin gördüğün
yanağımdan süzülenler
asıl içimde
içinde yüzdüğüm bir deniz var