1. Timsahlar dalışlarında denge sağlayabilmek için taş yutarlar.
2. Anne balina yavrusu memesine tutunmuşken süt bezlerinin çevresindeki kaslar yardımıyla sütü püskürterek onu besler. Günlük 90 kilo civarında olabilen bu sütün %50'ye yakını yağdır.
3. Pek çok kuş türü yönlerini bulabilmek için dünyanın manyetik alanından yararlanır. Güvercinler bunun yanısıra yeryüzündeki işaretlerden de faydalanır.
4. Kunduzlar kış mevsiminde depoladıkları yiyecekler ve kuyruklarında depoladıkları yağ ile yaşamlarını sürdürürler. Biyolojik saatleri kendini 29 saatlik bir güne göre ayarlar.
5. Köstebekler kör değildir; ancak gözlerini ışığı algılamaktan çok hava akımlarındaki değişiklikleri algılamak için kullanırlar.
6. Yavru kuşların bencilce tüm yiyeceği kapmaya çalıştıkları ve böylece en güçlüsünün hayatta kaldığına inanılır. Oysa bazı araştırmalar, yavruların kendilerine en yakın genetik yapıda olanlara da destek olduğu yönünde. Yavrular bunu beslenme sırasındaki özel cıvıldaşmalar yoluyla anlar. Bunlar en güçlünün değil, en iyi genetik yapının hayatta kalması demektir.
7. Omurgalı canlılardaki erdişiliğin en ilginç vakalarına okyanusların derinliklerinde rastlanır. Bazı balıklar çevresel etkenler sonucu cinsiyet değiştirirler, bazıları ise erkek ve dişi cinsel organların ikisine birden sahiplerdir.
8. Zürafaların uzun boyunlarının diğer otçullarla rekabetinde iyi bir avantaj sağlamasının yanısıra dezavantajları da vardır. Kalpleri beyne kan gönderebilmek için bir ineğinkinden 2 kat daha güçlü atar ve karmaşık dolaşım sistemleri başlarını eğdiklerinde kanın beyinde toplanmasını engeller.
9. Filler unutur ama aptal değillerdir. Memeliler arasında en büyük beyne sahip olan fillerdir. İnsanlarda ve hayvanlarda zekayı ölçmek zordur; bunun için beynin büyüklüğünün vücut ağırlığına oranı göz önüne alınır (encephalization quotient - EQ). Fillerin EQ'su 1.88 'dir (İnsanlarınki 7.33 - 7.69 arasında değişir, şempanzeninki 2.45, domuzlarınki ise 0.27'dir.).
10. Papağanların sadece duydukları birkaç kelimeyi kaydedip aptalca cıyakladıkları düşünülür. Ancak 30 yıldır sürdürülen araştırmalar göstermektedir ki papağanlar aynı/farklı, büyük/küçük, nicelik/sayılar gibi kavramları anlayabiliyorlar. Hatta robotların konuşma becerilerinin geliştirilmesinde papağanların öğrenme sürecindeki örneklerden faydalanılması öneriliyor